6 Mayıs 2015 Çarşamba



LALELER ANLAMLARI

Kelime olarak ele alındığında Arapça "Allah" lafzına ait harfleri taşıyan "Lale", tasavvufta Allah'ın birliğini temsil ediyor. Harfi manası da Osmanlı bayrak ve sancağının sembolü olan hilale de ulaşıyor.
 
Türkler’in en fazla sevdiği çiçeklerden biri olan 'Lale', sadece yetiştirilmekle kalmamış, mimariden, edebiyata, çiniden, kumaşa kadar birçok ürün, lale desenleriyle bezenmiş. 

Lale bahçeleri anlamına gelen "Lalezarlar", saray ve konakların en itinalı ve en gözde yerleri olurken, lale için yazılan şiir ve nesirler "Lalename" denilen risalelerde toplanarak, Türk Edebiyatı'nda da pek çok yönüyle işlenmiş. 

12.yüzyıllardan itibaren Anadolu’da yapılan mimari eserlerde ve ebru, çini, hat gibi el sanatlarında süsleme motifi olarak değişik renklerde ve yoğun olarak kullanmaya başlanan Lale, Osmanlı Döneminde gerek şekil gerekse anlamı sebebiyle özel ilgi görmüş...

Rengi ve şekli açısından sevgilinin yüzüne, yanağına, dudağına benzetilen 'Lale', yine rengi dolayısıyla aşığın yanağına ve içindeki tomurcuklarıyla da aşığın gönlündeki yaralara teşbih ediliyor. 
 
Renk ve şekil olarak ise daha ziyade kadeh, şarap, kan, taç, sümbül gibi kavramlarla beraber anılıyor.
 

Lalenin içi kömür gibi... Ancak dıştan görünmez. Dışı ise içinin tam tersine parlak, canlı ve ruha sükunet verici bir görünüme sahip... Tasavvufta onun bu hali, bağrı yanık bir dervişin, tebessüm eden nur haleli yüzüne benzetiliyor. 

Anadolu'da laleyi şiirlerinde kullanan ilk şair de, ünlü düşünür Mevlânâ olur ve 1200'lü yılların ortalarında: "Ey lale, gel de şen yanağımdan renk al" demiş, sonrasında da laleye şiirlerinde sıklıkla yer veren şairlerden olmuş...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder